Pages

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Leylâ Erbil - Üç Başlı Ejderha

"İstanbul'da hemen hemen her sokak her cami her insanın vardır yeraltında birkaç kökü,,, başı da,,, çok başlı çok köklü bir yaratık,,, saymazsak da en eskileri,,, Vaftizci İoannes Kilisesi İmrahor Camii,,, Hagia Theodosia Kilisesi Gül Camii olmuştur,,, her şey üst üste,,, belki de içi içe ve dış dışa,,, zamansızlığa uğratılılır insanın tarihi,,, yetişemezsiniz,,, değişmiş,,, gökyüzünden gayri,,,"
Üç Başlı Ejderha / Leylâ Erbil s. 4

Uygarlık denen, üzerinde durmaksızın ilerlenen o düz çizgi... Yıkar geçer ardında kalanı, yağmalar tüm şiddetiyle... Bununla da yetinmez... 'Abis'e, 'dipsiz'e atar öncesini; bir daha yüzleşemeyeceklerini, kıyımları, linçleri gayya kuyusuna gönderir. Ve o dipsiz kuyuya atılan her taş, bir unutmadır aynı zamanda. Zamansızlığa uğratılan, unutandır, uygarlaştırılan insan. O taşlar da birike birike, adil olmayan her şeyin artık doğal sayıldığı, kan gövdeyi götürürken panayır yerine döndürülmüş bir dünya, sakat bırakılmış bir 'biz-halk' çıkarır ortaya.

Oğlunu işkencede yitirmiş, delirmenin eşiğinde - belki de çoktan delirmiş - bir annedir anlatıcıİstanbul'daki en eski Yunan sütunu, 3 yılanın birbirine dolanmasından oluşmuş bir sarmal, "Üç Başlı Ejderha" girmiştir hayatına. O olmuştur pusulası... Bir de ne olduğunu ancak metnin sonunda anlayabildiğimiz kalbinin üstündeki varak. Odur bir tek unutmayan, gayya kuyusundaki taşları bir bir yukarı çeken. Bir kentin, nesiller boyu, uygarlık merdiveninde basamak atladıkça, nasıçiğnendiginin, yağmalandığının, yas ve kin biriktirdiğinin simgesidir, son durağı Sultanahmet Meydanı'ndan kente gözünü dikmiş, taşına taşınabudana budana, başı koparıla koparıla ancak 5 metrelik bir kısmı ayakta kalabilmiş "Üç Başlı Ejderha". Roma'dan Bizans'a, Fatih'ten uygarlık zincirinin son halkası günümüz Türkiye'sine hemen hepsi canını yakmıştır - doğrusu canına okumuş olmalı - hem insanının hem de bu koca coğrafyanın. Talan, katliam hiç hız kaybetmemiştir. Hafızasızlaştırmayla kol kola... 

Ve varak çıkar metnin sonunda ortaya. Hiçbir şeyi unutmayan diye nitelediğim anlatıcının kalbinde taşıdığı. Bir gazete kupürüdür aslında. Oğlunun ölümüyle ilgili bir haber zannedersiniz. Oysa Maraş Davası tutanaklarından bir parça, ailesinden altı kişinin katledilişine tanık olan Leyla Ünver'in ifadesidir kalbinin orta yerinden çıkıp karşınıza dikilen. Donuk bir şapşallıkla çevirmeye çalışırsınız bu kısacık metnin son sayfasını.

"Üç Başlı Ejderha", unutmamayı salık veren, günümüzün sakatlanmış insanını gözler önüne seren, okunması elzem bir kitap. Henüz içindeki "Üç Başlı Ejderha"'dan bağımsıdiğer metinden, "Bir Kötülük Denemesi"'den hiç bahsetmesem de... Leylâ Erbil okumak, onu anlamaya çalışmak, işaret ettiklerini görebilmek, onun çok katmanlı yazınında yolunu kaybedip kaybedip bulmak eşsiz bir deneyim.

İş Bankası Kültür Yayınları, 2012 (1. Basım)

Leylâ Erbil (1931 - 2013)

4 yorum:

  1. Merhaba, Edebiyat ve sanat ile ilgili blogların bir arada görülebilmesi ve yeni edebiyat bloglarının adını duyurabilmesi adına edeblog "Edebiyat Blogları Platformu" nu kurduk, desteklerinizi eksik etmezseniz seviniriz. Sağlıcakla kalın. edebiyatbloglariplatformu.blogspot.com

    YanıtlaSil
  2. Çok büyük bir kayıp Leylâ Erbil..

    YanıtlaSil
  3. Leyla Erbil'den kalan... Hiçbir zaman unutulmayacak, uğurlanmayacak...

    YanıtlaSil
  4. Kitap hiç bir daha yaşanmaması gereken acılardan bahsediyor. O işkenceleri, öldürülen insanları falan anlatmakta sizi ürperterek o duyguyu hissettirmekte çok başarılı. Ancak fazla batılı bir bakış var. Ülke ve tarih biraz fazla sert ve yer yer de yanlış eleştirilere tabii tutuluyor. O görüşler fikirlerimle uyuşmadı ama kalan kısımlarıyla çok değerliydi.

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails